Kitapların dünyasında bir deneme yazısı.
Kıymetli dostum Fatih Ünal beyi bir bahaneyle Hollandaya davet ettim. Fatih bey, davetimi direkt reddetmedi. Maraş’a, Ankara’yada fazla gitmiyorum bir süreden beri ihmal ettiğim kütüphanem ve kitaplarımla ilgileniyorum gelemem dedi ve teşekkürt etti. Yıllar önce bende biraz tembelik ederek, kitap okumayı tehir etmiştim. Rahmetli Nevzat Köseoğlunun “kitap şuuru” adını verdiği kitabı okuyunca kendime geldiğimi hatırladım. O münasebetle o günlerin karmaşık duygusu ve bir okadar da amatör bir ruhuyla, bir deneme yazısı yazmıştım.
İlk emri ıqra (oku) olan bir dinin mensubu olarak kitapların dünyasında yaradılışın sırrına ermek ve kitab-ı Kerimin tarifine uygun iyi bir kul olmak için, Kur’anı Azimişandan ilham alır, ilahi frekansları zihnime nakşeder, imanımı güçlendirirdim. İmam-ı Gazali ve Farabi gibi alimlerin ışığıyla aydınlanır, felsefi yorumlarda Aristo ve Eflatundan faydalanırdım.
Yine kitapların dünyasında mâziden âtiye, geçmişten geleceğe köprü kurmak istesem Köprülü hoca ve Osman Turan’ı okur, milli haz almak için’se, Halide Edip Hanımla sohbet ederdim. Dedem Korkut ve Battal Gazi Destanlarında ecdadımı bulur, ne zaman mistik haz almak istesem Mevlana ve Yunus’un dergahına giderdim. Asımın neslini düşlesem Mehmet Akif’i okurdum. Ziya Gökalp’le milli duygular yüklenir, Atatürk’ün Nutukunda kendimi bulurdum.
Kemal Tahir’le esir sehrin insanı olur, Aziz Nesin’le tebessüm ederdim. Karakoç’la suları ıslatır, Necip Fazıl’la Sakarya olup coşardım.
Kısaca yörüngenin sağı ve solunda olan fikir işçilerini buluşturur önyargısız bir bakışla duygu ve düşüncelerimi tartmaya çalışırken, zihnimi harman eder, bilgimi yuğurur, fikriyatımı olgunlaştırırdım.
Kitapların dünyasında, bilgiye giden yolda, bedenim ve ruhumla barışık bilgeliğe koşarken, yolumu onları, kitapları yazan fikir işçileri aydınlatırdı. Sonra bir gün bilemediğim bir nedenle, hani dedim ya…. keramti kendimde sandığım bir zaman diliminde yollarımız ayrılıverdi kitaplarla, zaman durmuş, dimağım donmuş, dünyam kararmıştı sanki. Şimdi ise hayat-ı cavidan’a göç etmeden önece ki tek ve son arzum, zamanı durdurmak, kitaplarımla buluşmak, kitapsızlığa son verip, okumaya bol vakit ayırmaktır son arzum.
Yozgat Çamlık Gazetesinde
Aralık 2018