Partili Cumhurbaşkanı Nihayi Değil, “AYAK ÜSTÜ” Çözümüdür.
Başkanlık sistemine doğru çıkılan yolda, mola vermek anlamına gelecek, partili Cumhurbaşkanı formülü tutacak mı ? bekleyip göreceğiz.
Demokratik sistem ve halk idaresinin tecelli etmesi anlamında, “güç tutkusu, iktidar hırsı ve eğemenlik kakkını kullanma yetkisini” olumlu yönde etkileyerek, ülke menfaatlerine hizmet ettirecek yegane formülün “Başkanlık sistemi” olduğunu savunanlardanım. Yöneten ve olgunlaşmış demokrasi, kuvvetler ayrılığı prensibi ve hukukun üstünlüğü ilkesini kast ediyorum.
Partili Cumhurbaşkanına gelince,
kanuni engeller aşılmış olsa dahi, meseleyi “iktidar hırsı ve eğemenliğin kullanılma yetkisi” tartışmasından çıkartamadığınız müddetçe, anayasal yetkilendirmelerin yürütmeyle, yasama arasında ve daha sonra bürokraside meydana gelecek sürtüşmeye dair nihayi çözüm olamayacağını düşünürüm.
Hareket etme kabiliyeti yasalarla sınırlandırılan ve sadece yürütmenin başı olan bir Cumhurbaşkanın yasamayla sürekli uyum içerisinde çalışacağını ihtimal dahilinde görmem.
Atatürk’le – İnönü, Bayar’la – Menderes, Özal’la – Yımaz, Demirel’le – Çiller arasında geçen tartışmaların, Evren’le – Özal, Özal’la – Demirel, Sezer’le – Ecevit ve Tayyip Erdoğan arasında geçen çekişmelerden daha hafif olup olmadığını sormak isterim.
Başbakan Davutoğlu ile yaşanan kriz örneğinde olduğu gibi, “Cumhurbaşkanının kurucusu olduğu partinin içerisinden tayin ettiği, Başbakanla bile mutlak uyum sağlayamadığı görüldü. Başka parti hükümete gelirse, Meclis tıkanır çalışmaz ” gibi bahanelerle “Ayak üstü çözüm” olarak gördüğüm partili Cumhurbaşkanının nihayi çözüm olmadığını idda eder ve nihayi çözümün başkanlık sistemi olacağında ısrar ederim.
Yozgat Çamlık Gazetesi
M. Yazarel