Asala nasil PKK’ya dönüştü
Siyasi olarak Türk ve dünya kamuoyunda varlığını hissettiren sözde Ermeni Sorunu, 1970’li yıllardan itibaren yurtdışındaki Türk temsilciliklerine yönelik terör eylemlerine yönelmiştir. Gurgen (Karekin) Yanikan adlı yaşlı bir Ermeni’nin 27 Ocak 1973’de Türkiye’nin Los Angeles Başkonsolosu Mehmet Baydar ile Konsolos Bahadır Demir’i katletmesiyle başlayan “Bireysel Ermeni Terörü”, 1975’den itibaren “Örgütlü Ermeni Terörü”ne dönüşmüştür.
Türkiye’nin dış temsilciliklerine yönelik Ermeni saldırıları, 1980’den sonra daha bir yoğunluk kazanmıştır. Ermeni teröristler, 21 ülkenin 38 kentinde, 39’u silahlı, 70’i bombalı, biri de işgal şeklinde olmak üzere toplam 110 terör olayı gerçekleştirmişlerdir. Bu saldırılarda 42 Türk diplomatı ile birlikte 4 yabancı hayatını kaybetmiş, 15 Türk ve 66 yabancı uyruklu şahıs da yaralanmıştır. 1984’ten sonra ise, Ermeni terörü; yerini, işbirliği içerisinde oldukları bölücü terör örgütü PKK’ya bırakmıştır.
21-28 Nisan 1980 tarihini Kızıl hafta olarak ilan eden PKK ile Ermeniler, 24 Nisan tarihini sözde Ermenilerin katledilme günü olarak birlikte anmışlardır. 8 Nisan 1980’de Lübnan’ın Sidon kentinde ortak bir basın toplantısı düzenleyen PKK ve ASALA, bu çakışlarının tepkiyle karşılanması üzerine ilişkilerini illegal alanda gizli olarak yürütme kararı almışlardır.
04 Haziran 1993’te Batı Beyrut’taki PKK merkezinde, Hınçak Partisi, ASALA ve PKK’nın katıldığı bir toplantı gerçekleştirilmiş. 1984’ten sonra Türkiye’ye yönelik terör hareketlerini PKK’ya bırakan Ermeni komiteleri, PKK’nın Avrupada uyuşturucu işinde yardımcı olacağı garantisini vererek, parasal ve lojistik destek sağlamıştır.
1984’ten sonra Türklere yönelik Ermeni terörü kendiliğinden değil, Fransayla anlaşmalı olarak durdurulmuştur. 24 Eylul 1981’de Türkiye’nin Paris Başkonsolosluğu ve Kültür Ateşeliği’nin bulunduğu binayı işgaleden 4 Ermeni teröristi Türkiye’de tutklu bulunan 12 Ermeni mahkumun serbest bırakılarak Fransaya getirilmesi talebiyle binayı işgal edip, Fransız polisiyle pazarlığa girebilme cüretini gösterebilmişlerdir. Bu pazarlık olayı göstermiştir ki Dünyanın değişik ülkelerinde ASALA tarfından yönetilen terörist saldırıların Fransadan yönetildiği ve ASALA Fransadan beslendiğini belgelemiştir. Fransada meydana gelen, 24 Ekim 1975 Paris, 22 Aralık 1979 Paris, 4 Mart 1981 Paris, 24 Eylül 1981 Paris, 11 Temmuz 1983 Paris Orly havalanı terörist saldırıları dikkate alınırsa en çok olay Fransada meydana gelmiş olup Fransanın iç güvenliğini ilgilendiren sorun haline gelmiştir. Ayrıca yine o dönemde Fransadan siyasi sığınma talebinde bulunmuş Türk milliyetçisi gurupların kendi aralarında karşı direniş gücü oluşturmak, hatta teröre karşı terörle mukabele edilmesini amaçlayan örgütlenmesi Fransayı huzursuz etmiştir. Söz konusu milliyetçi direniş örgütünün yanlız Ermenilere karşı değil, PKK ya karşı’da mücadeleyi amaç edindiğini çok iyi bilen Fransız istikbaratı, milliyetçi direniş örgütünün ASALA ve PKK ya yönelik bir takım olaylarını basın ve kamuoyundan gizleyerek söz konusu örgütü dağıtmak için mücadele etmiştir.
Fransa iç huzurunu bozacak olayları önlemek ve dişarıda terörizmi besleyen ülke konumundan kurtulmak için, ASALA ve PKK yı anlaştırarak Ermenilerin siyasi platformda sürdürecekleri her türlü faaliyete destek sözü vermiştir. ASALA’nın uyuşturucudan elde ettiği gelir ve parasal destek sağlayan Ermeni işadamları uyarılarak önce maddi kaynak kurutulmuş, daha sonra örgütün elebaşları uyuşturucu işinden yakalanıp hapsedilmiştir. Sanıldığı gibi Ermeni terörü siyasi amaca yöneldiği için kendiliğinden durmamıştır. Ermeni terörü tamamen Fransanın isteğiyle ve Ermenilerin tüm dünyadaki siyasi faliyetlerine saglayacağı destek sözüne binayen durmuştur. Ermeni meselesinde Fransanın takındığı tavrın altında yatan gerçek, iç huzurunu bahane ederek tarihten günümüze Ermenilere verdiği sözü yerine getirme çabasıdır. Türkiye’ye yönelik terörist eylemleri PKK’ya bırakan Ermeni Komiteleri, sözde Soykırımı iddialarını siyasi platformda sürdürme kararı almıştır.
Metin Yazarel
Haber Gazetesi