Batı hayranlığı ve Erdoğan karşıtlığı.
Bugün batının, batıcılık adına içimizden devşirdiği devşirmeler eliyle, Erdoğan karşıtlığı üzerinden yürüttüğü kavga Türk ve Türkiye düşmanlığıdır aslında.
Birinci Abdülhamid döneminde batının şark sorunu adı altında gündeme getirdiği ve küçük Kaynarca anlaşmasıyla telkin ettiği modernitenin, batı hayranlığına dönüşerek, 3. Selim ve 2. Mahmut dönemlerinde yeniçeri ocaklarının burnunu sürtmek amacıyla başlatılan reform hareketlerinden günümüze kadar sirayet ettirilmiş, batıcı vesayetin bir anlamda sivil ve siyasi ayağıdır Erdoğan düşmanlığı.
Bugün bizlere iktidar kavgası diye lanse edilen kavga, kendisine yabancılaşmış batıcı devşirmeler ile, yerliler (milliyetçiler) arasında yürütülen beka sorunu kavgasından başka bir şey değildir aslında.
Osmanlıyı 784 bin km’ye indirgeyerek Andolu çoğrafyasına hapseden ve indirgediği kısmı da devşirdiği unsurlarla kontrol eden küresel akıl, sadece Türklerin millileşme süreçlerine değil, ümmüleşme (ümmetçilik) süreçlerine de müdahale etmiştir. O münasebetledir ki, laikliği cumhuriyetin ilkelerinden birisi olmaktan çok, cumhuriyetin varlığını adadığı umde olarak gündeme getirirler.
Türklerin Anadoluda ki varlığını hazmedemeyen haçlı zihniyeti, Türkiye’yi sosyal, kültürel, ekonomik, her alanda muhasara altına alarak, bölgesinde model olacak bir sosyal refah devleti olmasını engelleyen politikalar izlemiştir. Bugün de batının şark meselesini, Ortadoğunun yeniden dizayn edilmesini konuşuyorsak, hâlâ daha batının savaşçı ihtirasların canlı tutmasından kaynaklanmaktadır. O nedenle dış ilişkilerde diplomatik kriz ve gel-gitler yaşıyor, burnumuzun dibinde etnisiteye dayalı terör devletleri kurdurma çabalarını engellemeye çalışıyoruz. Bu manada bölgemizde ki insanlık ayıplarını giderecek, yeni bir medeniyet tasavvuru ve büyük devlet olmanın, icâp eden gereklerini yerine getirmek için askeri ve siyasi stratejiler geliştiriyoruz.
İç ve dış gelişmeleri dikkate alarak, Türkiyenin siyasi politik gündemini değerlendirecek olursak, PKK’dan, marjinal sol örgütlere, CHP ve radikal sağın ümmetçi unsurlarına varıncaya kadar, hemen hepsinin ortak özelliğinin Erdoğan karşıtlığı üzerinden, Türkiye’nin yoluna barikat kurma gafleti içerisinde olduklarını tesbit ederiz. Bu manada tüm yerli ve milli unsurları, yeni Türkiyenin inşa edilmesine katkı sağlamaya davet edirim.
Metin Yazarel
Ekim 2018