Bilginin paylaşılmasından yanayım
Bilim aydın bir şuur ve açık düşünüşle ferde fikri olgunluk edinmiş bir kişilik kazandırır. Boyutsuz uzayda, yerde ve gökte ne varsa, tabiat ve nesnenin gerçeği bizleri bilgin kılar. Aç olarak dünyaya gelen fert, ruhi açlığını bilgiyle doyurur. Bilgi değişen ve değişimin içindeki devamlılığı kavramiş ruh gibidir. Ruhun gıdası, aşk ve sevgi olduğu gibi gideceği yer de Tanrıdır.
İlim, gerceği menşe`inden seyiredip düşünerek, bilgiyi beniyle nasıl paylaştığını nazarı dikkate alır. Bilgi, hakikati kaplayan manaya sevgiyle bakarak, ilişki kurmaya cesaretlendirip, zihni olgunluğa yönlendirir.
İnsan evladı düşünen aydın bir kişi olarak, önce kendi varlığının sorumluluğunu hisseder. Kendimizi, çevremizi ve bizi kuşatan maddi, manevi değerleri, etkisi altında kaldığımız olayları, davranış biçimlerini çözüp inclemek isteriz. İnsan denen varlık bebeklikten başlayarak, dış ortamın değişen şartları karşısında, kendi iç ortamını belli sınırlar içinde sabit tutmaya çalışırak aydinlanir.
Gündelik yaşantılarımız şimdi-merkezlidir, “her şeyin kalıplaşmış bir bütün” içinde var olduğu söylenen bir biçim, tıpkı “Zaman içinde An-ı“ yaşadığımızın farkında olmayışımız gibi. Modern bilim öncelikle gündüz ile tanımlanan sözel ve mantıksal biçim üzerinde yoğunlaşmiştir. Eger bilim adamlari bildiklerini bizlerle paylasmamis olsalardi, karanliklarin en koyusunada zifiri karanligin girdabinda yok olup gidecegimizi sanirdik.
Iletisimin altin cagini yasadigi devrimizde, ilkel atalarimizdan daha cok sansli oldugumuzu kabul etmeliyiz. Milliyet`in bilgi ve iletisim adina internet ortaminda saglamis oldugu bu firsatin, bilgi akisi ve iletimi acisindan iyi degerlendirilmesinden yana oldugumu belirtmek isterim….
Metin Yazarel