Dağ Fare Doğurmadı
Türk siyasetini kendi emellerine hizmet edecek şekilde dizayn edip yön vermek isteyen çıkar çevreleri, kendilerine göre mübah saydıkları her yolu denediler. Karşılarında eskinin yelkenleri suya indiren teslimiyetci zihniyetinden farklı duran, güçlü bir iktidar, güçlü bir Türkiye buldular. Her seferinde mevzisini korumakta azimli ve kararlı iktidar bariyerlerine tosladılar.
Yeni dönemde’de başkanlık sitemi modelini başarısız kılmak için de boş durmayacak, iktidarın direncini kırmak adına başka senaryolar, başka tuzaklar kuracaklar. Şamar oğlanı gibi kullandıkları mualafetten umudunu kesenler farklı alanlara, başka arayışlara yönelecekler. 2019 Seçimleri yaklaşırken AK Partinin içerisindeki gayri memnunlara parti kurdurup, iktidardan mualefet, yani dağın Fare doğurması için fırıldaklık edip, pusuya yatacaklar. Metal yorgunluğu tabiri üzerinden sürekli yeni kabine talebinde bulunarak fitne, fesat türetecekler. Kırgınların, dargınların çoğalmasını fırsat bilecek, koltuk aşinalığı olan siyasetin dinazorlarını ayartacaklar.
17/ 25 Aralık operasyonuyla açığa çıkan ve yerel seçimlerle birlikte, Cumhurbaşkanlığı hükümet modeli referandumuna kadar, AK Parti krizlerle geçen süreçleri yönetmek mecburiyetinde bırakıldı. Sayın Erdoğan yanlız adam görüntüsüyle, ekonomiden, dış politikaya, iç siyasetten, parti içi çalkantılara sebep olacak bir çok olayı sabırla ve cesaretle çözüme kavuşturdu. Yol arkadaşlarının önce siyaset’te yokum, arkasından partime döneceğim gibi kararsız ve ikircikli tutumlarıyla uğraşmak mecburiyetinde kaldı. Eski Cumhurbaşkanı gülün veda resepsiyonunda bir yerlere gönderme yaparak ima içerikli partime döneceğim beyanı, parti’de suların durgun olmayacağı şeklinde yorumlandı. Nitekim parti genel başkanlığı ve kongre tarihinin Cumhurbaşkanlığı devir teslim töreninden bir gün öncesine tesadüf ettirilmesi restleşme olarak algılandı. Takip ettiğimiz süreç içerisinde Hayrünnisa Gül’ün olaylara müdahil olma girişimi ve Sayın Gül’ün ikircikli tutumu, zihinlerde iradi olmayan bir durumun sözkonusu olabileceği şüphesini uyandırdı. Tüm bu gelişmeler ışığında nasıl algılanır ve nasıl yorumlanırsa yorumlansın, bana göre Sayın Gül’ün tavrını güç tutkusu yani makam, mevki hırsıyla açıklamak makul olmaz, şık durmaz. Devlet kademesinin en tepesine, zireveye çıkma fırsatını bulan bir kişinin dağın eteğinde debelenmekten zevk alacağını sanmak isabetli bir görüş olmaz.
Taşkent’ten Başkent’e yürüyen adamın yolu dikenlerle dolu, işi’de zordu. Sayın Davutoğlu uzmanlık alanına giren stratejik derinliğe sahip çetrefilli işlere çözüm üretmekte pasif kalınca makamından oldu. Bu manada siyasi istikrarın devamı ve ülke manfaatlerine öncelik veren bir duyguyla, Sayın Davutoğlu’nun bilgi, beceri ve kapasitesini kullanarak başarılı olmasını bekleyenlerin Davutoğlunun görevden alınmasına itarazları olmadı ve ya olamadı. Halefi Binali Yıldırım 15 Temmuz kalkışmasıyla mücadeleden başlayarak Cumhurbaşkanlığı hükümet modeli referandumundan çıkan sonucu kendi başarı hanesine yazdırdı.
Yaklaşan 2019 seçimleri ve yeni dönem Cumhurbaşkanlığı hükümet modeli seçimlerde başarılı olmak ve siyasi istikarı sağlamak adına sistem seçim ittifaklarını mübah ve zorunlu kıldı. Bana göre seçim öncesinde hükümet ve kabine üyelerinin ilan edilmesini dahi zorunlu kıldı demek mümkün. Şimdilik 2019 seçimleri ve yeni dönem için bakalım mevla neyler, neylerse güzel eyler demekle yetineceğim.
Haber Gazetesi: Eylül 2017
Metin Yazarel