Elimi sallasam ellisi
Aslında kadın erkek ilişkilerini konu alan aşk ve evlilik katogorisinde yazı yazmamaya karar vermiştim. Bir kaç gündür blog’larda neler yazılmış diye baktığımda, karşıma malum konuyla ilgili yazılar çıkıyor ve en çok okunan blog’lardan oluyor, benim en çok okunan blog’umda olduğu gibi. Umarım konuyla ilgili son yazım olur.
İnsan, istemeden de olsa çok sıkca gündeme getirilen bir konuya duyarsız kalamıyor. Kadın ve erkek ilişkilerinde ki hataların giderilerek, sosyal bünyenin iyileştirilmesini herkes gibi ben de çok önemsemekteyim. Toplumu duyarlı hale getirip, sosyal çöküntünün önlenmesi için verilen bireysel çabalara da katılıyorum. Ben sadece suçlunun tek taraflı gösterilip, kadınların hiç sorumluluğu yokmuş gibi takdim edilmesini yadsıyorum.
İçinden gelmediği halde, ne hatunlara şirin görünmek isteyen ekstra light erkeklerin, ne de “elimi sallasam ellisi” havasında meydan okuyup, eşsiz kalma korkusu yaşayan delikanlı hanımların yazdıklarını ciddi bulmuyorum. Eğer dikkatle okursanız kimi yazılarda vıcık, vıcık yanmış yağ kokusu alırsınız koku alma duyunuza. Hani çok tanığı olmuşsunuzdur sosyetesi adına, elleri nasır tutmuş Anadolu kadınının haklarını savunanlara ve de onlara yağcılık yapan feminist erkeklere.
Aşk ve sevgi tek taraflı olamayacağı gibi, ilişkilerin sorgulanması da tek taraflı olmamalı. Deniyor ki, erkekler aldatıyor, kiminle aldatıyor? Başka bir kadınla, o zaman bütün kadınlar birlik kurarak aldatma eylemine alet olmasınlar demek geliyor içimden. Bakalım mayasında aldatma hastalığı bulunan erkekler, altadatacak kadın bulamayınca ne yapacaklar? . . . Egolarını tatmin etmek için erkek, erkeğemi aldatacaklar. Panik ve korkuya gerek yok, tabiki hayır. Kadınların olduğu kadar, erkeklerde karşı cinsine şiddetle ihtiyaç duyarlar.
Bu yazıyı okuyanlar, erkek tarafını tutan bir yazı değerlendirmesi yapmak isteyeceklerdir. Bence yanılırlar, çünkü konuyla ilgili okuduğum yazı ve yorumlara duyarsız kalamadığımı yukarıda belirtip, son yazım olur temennisinde bulunmustum. Umarım öyle de olur.
Aşksız ve sevgisiz geçen ömür meyvesiz kuru bir agaç gibidir, gölgesi bile olmaz. Sevginizin meyve veren agaç gibi, aşkınızın ise asırlık çınar agacı gibi olması dileğimdir.