Lider sultasını besleyen biat kültürü ve partiler yasası.
Türkiye de belediye başkanlıkları aday tanıtımı kampanyalarına baktığımızda, maalesef biat kültürünün de ötesinde, yalakalığın bu kadarına da yuh ve pes dedirtecek kampanyalar yürütülüyor. Adaylar kendisini ve de hizmetlerini tanıtacak yerde, “sultasına” taptırılıyor. Biz de bu yanlışları görüp, düzeltin dediğimizde, işgüzarlık ettiğimizi düşünerek, bizlere tavır koyuyor partili arkadaşlar.
Yine maalesef diyeceğim, Türkiye’nin demokratik hayatını, tek parti döneminin otoriter ve değişmez lider sultası şekillendirdi. Çok partili hayata geçişte ise, partileşme adı altında Osmanlıdan tevarüs eden merkeziyetçi geleneğe bağlı kalındı. Bireysellik reddedildi, parti içi demokrasi önemsenmedi. Kollektivist bir yaklaşımla, siyasi eğemenlere hizmet eden siyasi yapılar icat edildi. Yani yeni bir durum değil, kurucu iradenin bıraktığı kötü bir miras olarak başımıza kaldı.
Gelinen nokta da bugün hemen her kesimden demokratik sistemi özümsemiş gerçek demokratlar, parti içi demokrasinin işletilmediğinden şikayet ederler. Ama yine de, kendi siyasi kariyerlerinin liderlerin elinde olduğu mazeretiyle, lider eğemenliğine boyun eğerler. Çıkar ve kariyer için, parti içi rekabeti ve parti içi demokrasiyi feda ederler.
Türkiye çok partili hayata geçtiği günden beri, demokrasimiz darbelerle kesintiye uğratıldı. Demokratik sistemin gelişip olgunlaşmasına müsade edilmedi. Her darbe döneminde sistemin vazgeçilmezi partiler kapatıldı.
Bugüne kadar parti içi demokrasi anlamında istikrarsızlığın en önemli sebebi, darbelerin partileri kapatmasını mazeret olarak göstermek isabetli görüş olur. Çünkü darbeler hiç bir zaman partilere sağlıklı büyüme fırsatı tanımadı. O sebepten ne demokratik hayatımız, ne’de partileşme safhamız sağlıklı bir şekilde gelişemedi. Demokratik hayatımızı ve de partiler yasamızı olağanüstü hallerin diktatörleri belirledi. Ona rağmen daha demokrat ve daha çağdaş bir partiler yasası yapmaya kimse yanaşmadı.
Partiler yasasını onarmaya dair teklifimi anlamlı kılmak için, lider sultasına hizmet eden partizanlığın vahametine dikkat çekerek, şöyle bir sual yöneltip yazımı bitirmek isterim. Kendi içlerinde demokrat olmayan partilerin, ülke yönetiminde demokratik sisteme bağlılıkları ne kadar inandırıcı olur?
Yozgat Çamlık Gazetesi
Aralık 2018