SENİ DE Mİ VURDULAR ?
SENİ DE Mİ VURDULAR ?
Bizim uğruna can ve kan verdiğimiz, 27 Mayıs’la başlayan 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat, 17 Nisan ve 15 Temmuz’la son bulan ara dönemlerin muhtura ve darbelerin örselediği çok ağır bedeller ödeyerek sahip olduğumuz bir demokrasimiz var.
27 Mayıs 1960 darbesinde asılarak şehit edilen, demokratik hayatımızın ilk şehitleri olan, Adnan Menderes ve arkadaşlarının idam edilmesini “Anayasa ve Hürriyetler” bayramı olarak kutlayan bir ayıbı var demokrasi tarihimizin.
Daha dün 248 masumun can, 2196 vatandaşımızın da yaralanarak kan verdiği 15 Temmuz hain darbe girişimine, kontrollü darbeydi diye darbecilere sahip çıkan vesayetçi parti ve liderlerimiz var bizim.
Şimdi acılara karşı sabır ve tahammül gösterecek kadar takatiniz varsa, yakın dönemin, 15 Temmuz gecesi karanlığının içinde ki acıları yaşayanların hatıratından alıntlarla, bir nebze’de olsa acılara ortak olmak isteyen bu yazıyı okmunanızı ve’de okutmanızı talep edeceğim.
Önce Kucağın’da torunu olduğu halde, darbecilere meydan okuyarak, milli iradeye sahip çıkan Erdoğan’ın, Yenikapı mitinginde karşılaştığında “seni de mi vurdular” diye acıları yüreğinde hissederek sorduğu, 14 yaşında ki Adviye Gül İslamoğlu adlı gazinin, Gül Kireklo’ya aktardığı duygulara tanıklık ederek başlıyalım isterseniz ?
Daha sonrada “ben aynı toprağın koynunda, ikisinin arasında, ayakta gömülüyüm, sadece başım dışarıda…” diye hissiyatını anlatan, aynı gece de eşi Erol Olçok ve 16 yaşında ki oğlu Abdullah Tayyip’i toprağa veren, Nihal Olçok’un Ayşe Arman’a anlattığı acılara ortak olalım.
SENİ DE Mİ VURDULAR ?
15 Temmuz’un en genç gazisi… Adviye Gül İslamoğlu, İstanbul Büyük Şehir Belediyesini işgale gelen darbecilere karşı koyunca, keskin nişancılar tarafından sırtından vurularak gazi oluyor.
ÜZÜLECEĞİNİ BİLSEYDİM YANINA GİTMEZDİM.
Adviye anlatıyor, diyor ki Reis’le ilk kez “Yenikapı’da ki mitingde göz geze geldik. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya beni alıp yanına götürdü. Yanında eşi Emine hanım da vardı. Bakanımız ona beni anlattı. 14 yaşında en genç kadın gazi olduğumu öğrenince ‘Seni de mi vurdular’ diyerek bana baktı. O an yüreğinin acıdığını yüzüne yansıyan üzüntüden hissettim, “üzüleceğini bilseydim yanına gitmezdim”. Sonra ben onun elini öptüm. O da benim elimi öptü. Gazi Adviye, gazilik madalyasını da, Tayyip Erdoğan’a gazilik unvanı verilene kadar takmayacağını sözlerine ekliyor.
Üzüleceğini bilseydim, yanına gitmezdim diyecek kadar ârş-ı âlayı tir titreten yüce bir duygu sahibi olduğu için gazi olmuş Adviye kardeşimiz.
15 Temmuz’un en genç gazisi Adviye Gül İsmailoğlu, mahkeme salonunda, daha 14 yaşında bir kız ile baş edemediniz, ülkeyi nasıl ele geçirecektiniz diye ihanetlerini yüzlerine haykırdım. Hâkim ağladı, bazı darbeci yakınları da gelip özür diledi diyor.
TEK YUMRUK ÇIKTIK
Adviye İslamoğlu: “Tek yumruk olarak çıktık hainlerin karşısına. O geceyi unutmayacağız, unutturmayacağız,” diyerek sözlerini tamamlıyor.
BEN AYAKTA GÖMÜLÜYÜM
Eşi Erol ve 16 yaşında ki oğlu Abdullah Tayyip’i kaybeden Nihal Olçok ise, Hürriyet gazetesinden Ayşe Arman’a hislerini şöyle anlatıyor, “Beni de onlarla birlikte gömdüler. İkisinin arasına. Hem de ayakta. Fark bu. Ben aynı toprağın koynunda, ikisinin arasında, ayakta gömülüyüm, sadece başım dışarıda…” diye anlatıyor.
ACI EN GÜÇLÜ DUYGUYMUŞ !
Acı, başka hiçbir duyguya yer bırakmıyor. Acı varken, başka hiçbir şey hissetmiyorsunuz. Ve sanıyorsunuz ki bu acı hiç bitmeyecek. Ama ilginçtir, Rabbülalemin bizi yaratırken, içeriye, böyle minik minik doktorlar da koymuş tedavi edici… Bir müddet sonra size acı veren hem fizyolojik, hem de manevi yaralar iyileşmeye kodlandığı için kapanıyor.
Acıdan sonra yeni bir duyguyla tanışıyor ve sanıyorsunuz ki tanıştığınız bu yeni duyguda acı gibi zamanla hafifleyecek. İşte o olmuyor! O duygu ömür boyu sizinle birlikte oluyor. Hasret..!
Hasrete çare yok.
Gitmiyorlar ki gelsinler. Fakat benim ağzımın tadı afiyetim de gitti. Gelir mi? Bilmeyorum, gelse iyi olur. Bakmakla hükümlü olduğum iki kıymetli evladım daha var.
Özlem ve hasretimi dindirmek, acılarımı içime gömmek için mezarlığa geceleri gidiyorum diye anlatıyor vakur Türk anası Nihal Olçok.
Bu çok kısa alıntı ve anlatılanlardan sonra, vicdan yükünü taşıyacak kadar takatiniz kaldıysa, kontrollü darbe diyenleri alkışlarsınız. Ya’da yakışanı yapar, şehitlerin ruhlarına fatihalar göndererek, dualarla yaad eder, hatıratlarına saygı duyarsınız. Tercih sizin..!
Yozgat Çamlık Gazetesi
Metin Yazarel