Yeni Dünya Düzeni.
‘’ Y e n i D ü n y a D ü z e n i ’’
Son günlerde Ortadoğuyu dizayn etmek anlamında, milletimizin istikbali adına ilgiyle takip ettiğimiz ve adına ‘’Yeni Dünya Düzeni’’ denen bir oyunun ülkemiz üzerinde sahnelenmek üzere olduğuna şahit olmaktayız.
Nasıl bir dünya düzeni olduğunu düzeni savunanların dahi bilemediği bir sis perdesiyle kapalı bir dayatmayla karşı karşıyayız. Sözkonusu düzeni dayatanların toplumları medeni olgunluk seviyesine yükselten sosyal düzen, sosyal denge, sosyal adalet v.b. gibi değerlerin yıpratılarak dejenere olmasının yaratacağı pisiko-sosyal riskleri dikkate alıp hesaba katmadıklarının’da farkındayız aslında…
Hasılı mana ve mahiyeti karbonlaşmış eski ideolojilerin, tekrardan insanlığı ihya, dünyamızı’da imar edecek evrenselikte tanıtılıp taktim edilmesi, bu yazıyı yazmaya teşvik eden en önemli etkenlerden olmuştur. Dünün karanlık düşünce ve felsefelerinin inhirafa uğramış Yahudi dininin kara doğmaları Siyonizm ve Masonluk tarikatlarının Adem-i Insanlığın kaderine tahakküm ederek, toplumsal huzur ve dünya barışını bozan gerilimlere sebebiyet vermesi yanında… ma’şer-i vicdanlarda huzursuzluk yaratan bu senaryoları yazanlar ve bu oyunda rol alan aktör ve figüranların hangi gaye-i hayale hizmet için görev aldıklarını çok iyi bilmekteyim…
Yahya Kemal’in “Ben kökü mazide bir atiyim” dizelerinde ifadesini bulan tarihi tecrübe ve birikimlerin, milletlerin mukadderatına tesiri cihetiyle, içinde yaşadığımız anı aşarak, atiye bakan yönüyle, geçmişte geleceği kucaklayan heyecan-ı milliye şuuru uyandıracağına inanıyorum. Yoksa…sadece mazinin hatıratına saygı adına, tarihin yas’ını tutmanın ne milletimize, nede insanlığa bir fayda sağlamasını düşünmek akıbet-i geleceği akim bırakan basiretsizlik anlamına gelecektir. Bu noktada tarih şuurunu yani milli şuuru; “milletlerin kendi değerler bütünü” olarak gördüğüm için, milletimizi kendi özüyle buluşturup, kendi gerçeğine kavuşturacağına inanlardanım. Duygu, düşünce ve inançlarımızı besleyip kıvama getirecek, iradelerimize güç ve kuvvet katacak, gerektiğinde tarihiyle hesaplaştıracak milli şuur ve uyanışın oluşacağına kuvvetle iman ediyorum…
M. Yazarel