Anayasal, Sosyal Hukuk Devleti…

Anayasal, Sosyal Hukuk Devleti…

Mevcut sol halka umut vaadeden sosyal, kültürel ve ekonomik alanda sorunları çözecek politikalar üretemediği için, aşırı devletçilik zihniyetine yönelerek, statükoyu korumaya calışmakta. Daha da kötüsü demokrasiyi kesintiye uğratan ihtilal tellallığı yapacak kadar yanlışlara yönelmekte.

Demokratik rejimlerde egemenlik kayıtsız şartsız millet adına kayıtlı olmakla birlikte, kullanma yetkisi halkın rızasına bağlı olarak siyasi oteriteye aittir.

Son günlerde Türkiye gündeminde demokratik plüralizm (çoğulculuk) kültürüne uygun düşmeyen siyasi arayışlara sahit olmaktayız. Kimi kesimleri ise, demokrasiden vazgeçecek kadar geçmişin arayışı içinde görmekteyiz.

Yanlış anlaşılmasın bir ağaç uğruna kavram kargaşası yaratarak, dindar-ateist, laik-antilaik, demokrat-antidemokrat gibi kavramlar yine istismar edilir hale geldi. İmtiyazlı küçük çıkar guruplarına hizmet amaçlı bu suni tartışmalar, vatandaşlarımızda geçmişe dönme korkusu uyandırdı. Türkiye demokratik hak ve özgürlüklerin kısıtlandığı, yoksulluk ve sefaletle boğuşacak bir ortama çekilmek istenmekte.

Tüm bu olumsuzluklar sağ partilerin karşında sol partilerin yetersiz ve cılız olması yanında, sağın alternatifinin sağ olmasından kaynaklanmakta. Mevcut sol halka umut vaadeden sosyal, kültürel ve ekonomik alanda sorunları çözecek politikalar üretemediği için, aşırı devletçilik zihniyetine yönelerek, statükoyu korumaya calışmakta. Daha da kötüsü demokrasiyi kesintiye uğratan ihtilal tellallığı yapacak kadar yanlışlara yönelmekte.

Bilindiği gibi, demokratik sistemlerde Montesquieu’nunda açık bir şekilde tarif ettiği gibi ” özgürlüklerin korunması” ve siyasi otoritenin kontroluü anayasal düzen içinde hukukun üstünlüğü ilkesine bağlı kuvvetler ayrılığı prensibiyle mümkün olur. Sosyal düzen ve sosyal adalet anayasal düzen içerisinde devlet ve toplum arasında hukuka dayalı ilişkiler sayesinde sağlanabilir… Devlet; toplum ve toplumlar arası ilişkileri düzenleyen, iç ve dış tehlikelere karşı güç ve iradeyle donatılmış bir yapıya sahip, toplumun malı olan bir kurum olarak kabul edilmelidir. Devletin sorumluluk alanları içinde siyasi rejimin demokrasiye sahip çıkma zorunluluğu da vardır. Devlet anayasal hukuk devleti olmakla klasik haklar diye tarif ettiğimiz hürriyetlerin korunmasını garanti eder ve güvenceye alarak sosyal hukuk devleti olma kimliğini kazanmış olur. Devlet fertlerin vazgeçilmez ve başkasına devredilmez  hak ve hürriyetlerini teminat altına almakla egemendir, fakat J.Locke’nin tarif ettiği gibi ”siyasi iktidarın kaynağı olan egemenlik halka aittir”.

Bugün Türkiye de siyasi plüralizm de yaşadığımız olumsuzluklar Türk solunun Marksist anlayışa bağlı olarak, sosyal ve ekonomik hakları görmezden gelip klasik hak ve hürriyetlere kollektivist bir yaklaşımla bakmasından kaynaklanmaktadır. Marksist anlayışta sosyal haklar bir hak olmaktan ziyade, devlet tarafından düzenlenmiş bir edim ve hizmet olarak değerlendirilir. Devlet insan ve toplumun üstünde bir varlık olarak görüldüğünden insanlar ancak devlet için vardır anlayışı hakimdir. Bu bakımdan, Marksistlerin öngördüğü insan hakları anlayışını, demokratik anlamda insan hakları olarak nitelendirmek yanlış ve hatalı olur.

Türk solu dağılan Sovyetler Birliği sonrasında sosyal düzen, sosyal adalet, sosyal refah, fırsat eşitliği, vicdan hürriyeti, ifade özgürlüğü vs, hakların geliştirilmesini sağlayacak fikir ve politikalar üretemediği için kurtuluş olarak “anti demokratik metotları” tercih eder duruma düşmüştür.

Türkiye’de totaliter diktatörlüğün güçlenmesini isteyenler, insan hak ve hürriyetlerini sınırlandırarak devletin güçleneceği saplantısıyla Marksist felsefeden beslenirler. Demokratik hak ve hürriyetlerin kısıtlanmasıyla toplumsal dinamizmin yok olup, refah seviyesinin düşeceğini hesap edemeyenler devlet oteritesi adına demokrasiyi feda etmekten çekinmezler.

mm

Metin Yazarel - Çeşitli Alanlarda Faaliyet Gösteren Girişimci ve Toplum Aktivisti Kişisel Bilgiler: Adı: Metin Yazarel Doğum Yılı: 1962 Doğum Yeri: Yozgat, Boğazlıyan ilçesi, Yaraş Köyü Medeni Durumu: Evli, iki kız çocuğu babası Eğitim ve Akademik Geçmiş: İlkokul: Yaraş Köyü İlkokulu Ortaokul ve Lise: Yozgat’ta tamamladı Üniversite: 1980 Eğitim-Öğretim yılında İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi'ne kayıt oldu, ancak 12 Eylül 1980 darbesi nedeniyle eğitimini yarıda kesmek zorunda kaldı. Yurtdışı Eğitim: Kasım 1980'de Hollanda'ya yerleşti. 1981-1982 öğretim yılında Rotterdam'da Thomas More Pedagoji Akademisi'ne devam etti. İş ve Ticaret Hayatı: Hollanda'da İş Hayatı: 1982 yılında Hasret Gıda Marketi ile ticaret hayatına adım attı. Daha sonra Türk video filmleri, tekstil ürünleri toptancılığı ve seyahat acenteliği gibi çeşitli sektörlerde ticaret yaptı. Toplumsal Katılım: Çeşitli Türk dernek ve federasyonlarında kurucu yönetim kurulu üyeliği ve genel sekreterlik gibi üst düzey yöneticilik yaptı. Sosyal Araştırmalar: Toplum bilimi alanında 'sosyal tercihler', 'sosyal davranışlar' ve 'sosyal psikoloji' konularında araştırmalar yaptı. Göçmen etnisitesi ve göç sosyolojisi gibi alanlarda çalışmalarına devam ediyor. Sivil Toplum Aktivizmi: Uzun Süreli Danışmanlık: Hollanda Türk Demokratlar Birliği (UETD) danışmanlık yaptı. Araştırmalar Merkezi: Amsterdam Türk evi Araştırmalar Merkezi yönetim kurulu üyesi olarak sivil toplum çalışmalarını sürdürdü. Yazarlık ve Medya Faaliyetleri: Yayınlar: 200'den fazla makalesi çeşitli gazete, dergi ve bloglarda yayımlandı. Köşe Yazarlığı: Kesintisiz 8 yıl boyunca Türkçe yayın yapan Haber Gazetesi'nde köşe yazarlığı yaptı. Televizyon Programcılığı: Kısa bir süre Life24 Bilgi Danış Televizyon programcılığı da yaptı. Yayın Danışmanlığı: Gönüllülük esasına dayalı olarak Haber Gazetesi'nde genel yayın danışmanlığı yaptı. Diğer Yayınlar: Yozgat Çamlık gazetesi ve En-Politik internet sitesinde de köşe yazıları yazdı. Çalışma ve Ticaret Hayatı: Şirket Danışmanlığı: Halen Letselschade Kaza Uzmanlığı Şirketler Grubuna danışmanlık yapmaktadır. Kurucu Ortaklık: EU TRADE CENTERS BV. şirketinin kurucu ortağı olarak ticaret hayatına devam ediyor. Metin Yazarel, iş hayatı, ticaret, akademik çalışmalar, sivil toplum faaliyetleri ve medya alanlarında geniş bir yelpazede etkinlik gösteren, çeşitli alanlarda başarılı ve çok yönlü bir birey olarak öne çıkmaktadır.