Merkeze yönelmek partileri eritir.

Her seçim süreciyle birlikte Türkiyenin siyasi gündemine giren sağda ve solda merkezi temsil ve birleşme çabalarından maalesef beklenen sonuç çıkmamıştır. Merkez sağ ve merkez solu temsil ettiğini söyleyen her iki partininde yeni bir anlayışla sağ ve sol kavramlarından sıyrılarak yapay bir şekilde merkezin, merkezine yönelmek istemeleri bence birleşmeyi engelleyen en önemli faktörlerden birisi olmuştur.
Milliyet gazetesinden Taha Akyol’un bir yazısında belirttigi gibi: Eski politikacıların yanlarına bir çok sayıda yeni isimleri alarak oluşturmaya çalıştıkları merkezi temsil edecek yeni oluşumlar geniş kitle tabanına sahip olamayacaklar. 28 Şubat sürecinde Cumhurbaşkanı Demirel, milletvekilleriyle teker teker görüşerek DYP’den 40 milletvekilini istifa ettirip “merkezde” olduğunu ilan eden Demokratik Türkiye Partisi’ni kurdurarak hükümete de ortak etmişti. Sonucuna bakacak olursanız kocaman bir hiç! Demirel’in tekrardan kurdele kesmesi, üniversite kürsülerinde ve TV proğramlarında konuşması, açılış ve törenlere katılması geniş kitlelerde ne bir heyecan, ne de olağan üstü bir hareketlenme sağlamamıştır.
Aynı şekilde Rahşan Ecevit’in faaliyetlerininde bir etkisi olmamış ve Mesut Yılmaz’ın ‘’merkez sağ, ve merkez solu’’ birleştirecek yüzde 50’lik bir merkez kitle beklentisi gerçekleşmemiştir.
İlhan Selçuk’un körüklediği ‘’Şeriata karşı cumhuriyet’’ cepheleşmesinin tutmayacağı içindir ki, CHP lideri Baykal sağın popüler isimlerini Yaşar Okuyan’dan, Lütfullah Kayalara kadar bir çok kişiyi aday listesine alarak popülizme prim veren yolu açmış oldu. Umulur ki Kayaların’da ifade ettiği gibi aşırı partizanlığın sebep olduğu siyasi cepheleşme giderilerek sizinkiler ya da bizimkiler anlayışı yok edilerek entellektüel birikime değer verilir.
Merkez’e yığılma konusunda Duverger bakın neler diyor: “Merkez, partilerin bataklığıdır”, partileri kişiliksiz, siyasetleri programsız yapar! “Teknokratik hükümet” gibi bir şeydir; renksiz, duyarsız, duygusuz! Duverger bence haklı çünkü merkezin merkezine yönelmek partilerin ideolojik yapısını bozar, duygudaşlık alanlarını daraltır. Mesut Yılmaz ve Tansu Çiller partilerini “merkez sağ”dan “merkez”e çekme çabaları “sağ”da AKP’ye zemin açmıştır!

Türkiyede ki siyasi istikrarsızlığın en önemli sebebi darbelerin partileri kapatarak merkez sağ ve merkez solu temsil edecek partilere sağlıklı büyüme fırsatını tanımamasıdır. Her ne kadar tarihsel bir gerçek ve sosyolojık bir olgu olarak hala CHP ve DP’nin temsil ettiği iki ana çizgi, iki farklı modernleşme anlayışı devam ediyor olsa da, yapılan darbe ve muhtıralar kırılma notası olarak partilerin geniş kitle tabanına sahip olacak büyümesine engel olumuştur. Fakat buna rağmen geçmişte CHP ve DP çatıları altında ortaya çıkmış duyarlıklar siyasi gelenek olarak ana hatlarıyla devam etmektedir.
Türkiye’de merkez soldaki sorun; CHP’nin sosyal demokrasiye dönüşememesi, kapalı dar bir alanda siyaset yapmasıdır; toplum hızla sivilleşirken bu partinin sıkışınca devlet reflekslerine sarılması ve teknokratik kılıklı bir “merkez” hareketi oluşturmayı amaçlaması yani aşırı devletçilik zihniyetine yönelmesidir!…

Merkez sağdaki sorun ise, bugünün büyük partisi olan AKP’de “merkez”in az, “sağ”ın fazla olmasıdır! AKP’de DP gibi, 1960’lardaki AP gibi, Özal’ın ANAP’ı gibi “merkez sağ” sentezinin dengesi henüz tam oturmuş değil. Son günlerde AKP’den “Anıtkabir ziyaretleri, Cumhuriyet ilkeleri…” gibi merkezi seslerin gelmesi bu dengeyi tesis etme ihtiyacının ifadesi olabilir.
DYP lideri Mehmet Ağar’ın siyasi tutarlılığa dikkate ederek, “Cepheleşmelerde yokuz” demesine rağmen, DYP ve ANAP’ın birleşme girişiminin fiyaskoyla neticelenmesinin tek sorumlusu siyasetin uslanmaz çocuğu olarak görülen Erkan Mumcu olmamalıdır. Mesut Yılmaz’ın belirttigi gibi, Mumcu önce kendisyle, sonra Başbakan Erdoğan’la, şimdilerde’de Ağar’la kavgalı olup özür dilemiş olsada tek sorumlu o değildir. Sağ’da alternatif çok olduğu için zemin daha çok kaygan ve dengeleri sağlamak daha çok zordur.
Eğer sandıktan siyasi istikarar çıksın isteniyorsa, istikararı sağlayacak sistemler ve seçim ittifakı gibi yöntemler demokratik olgunlukla karşılanarak, “yöneten demokrasi’’ nin gereği olarak kabul görmelidir. Ancak o zaman sandıktan istikrar çıkabilir düşüncesindeyim.

Metin YAZAREL

Subat 2007

mm

Metin Yazarel - Çeşitli Alanlarda Faaliyet Gösteren Girişimci ve Toplum Aktivisti Kişisel Bilgiler: Adı: Metin Yazarel Doğum Yılı: 1962 Doğum Yeri: Yozgat, Boğazlıyan ilçesi, Yaraş Köyü Medeni Durumu: Evli, iki kız çocuğu babası Eğitim ve Akademik Geçmiş: İlkokul: Yaraş Köyü İlkokulu Ortaokul ve Lise: Yozgat’ta tamamladı Üniversite: 1980 Eğitim-Öğretim yılında İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi'ne kayıt oldu, ancak 12 Eylül 1980 darbesi nedeniyle eğitimini yarıda kesmek zorunda kaldı. Yurtdışı Eğitim: Kasım 1980'de Hollanda'ya yerleşti. 1981-1982 öğretim yılında Rotterdam'da Thomas More Pedagoji Akademisi'ne devam etti. İş ve Ticaret Hayatı: Hollanda'da İş Hayatı: 1982 yılında Hasret Gıda Marketi ile ticaret hayatına adım attı. Daha sonra Türk video filmleri, tekstil ürünleri toptancılığı ve seyahat acenteliği gibi çeşitli sektörlerde ticaret yaptı. Toplumsal Katılım: Çeşitli Türk dernek ve federasyonlarında kurucu yönetim kurulu üyeliği ve genel sekreterlik gibi üst düzey yöneticilik yaptı. Sosyal Araştırmalar: Toplum bilimi alanında 'sosyal tercihler', 'sosyal davranışlar' ve 'sosyal psikoloji' konularında araştırmalar yaptı. Göçmen etnisitesi ve göç sosyolojisi gibi alanlarda çalışmalarına devam ediyor. Sivil Toplum Aktivizmi: Uzun Süreli Danışmanlık: Hollanda Türk Demokratlar Birliği (UETD) danışmanlık yaptı. Araştırmalar Merkezi: Amsterdam Türk evi Araştırmalar Merkezi yönetim kurulu üyesi olarak sivil toplum çalışmalarını sürdürdü. Yazarlık ve Medya Faaliyetleri: Yayınlar: 200'den fazla makalesi çeşitli gazete, dergi ve bloglarda yayımlandı. Köşe Yazarlığı: Kesintisiz 8 yıl boyunca Türkçe yayın yapan Haber Gazetesi'nde köşe yazarlığı yaptı. Televizyon Programcılığı: Kısa bir süre Life24 Bilgi Danış Televizyon programcılığı da yaptı. Yayın Danışmanlığı: Gönüllülük esasına dayalı olarak Haber Gazetesi'nde genel yayın danışmanlığı yaptı. Diğer Yayınlar: Yozgat Çamlık gazetesi ve En-Politik internet sitesinde de köşe yazıları yazdı. Çalışma ve Ticaret Hayatı: Şirket Danışmanlığı: Halen Letselschade Kaza Uzmanlığı Şirketler Grubuna danışmanlık yapmaktadır. Kurucu Ortaklık: EU TRADE CENTERS BV. şirketinin kurucu ortağı olarak ticaret hayatına devam ediyor. Metin Yazarel, iş hayatı, ticaret, akademik çalışmalar, sivil toplum faaliyetleri ve medya alanlarında geniş bir yelpazede etkinlik gösteren, çeşitli alanlarda başarılı ve çok yönlü bir birey olarak öne çıkmaktadır.